Aşk ve yangının birbirini sürekli tamamlar. Sonuç olarak ikisi de düştüğü yeri yakar.

Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.

Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma AŞIK olurdun…

Ben sevdiğimi basit insanlardan kıskanmam. Eğer ağaç benimse isteyen gölgesinde oturabilir.

Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar basit biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar herhangi biri.


Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…

Ne sevdalar gördü bu yürek, ama bir sende çarptı bu kadar kalbim ve seni sen olduğun için sevdi yüreğim. Ne çaredir, ne derman hiçbir güç ve kuvvet. Seni seviyorum ey yar, gel bana bir parça sükunet.

Kalbin Beni Silse, çabucak Unutsa da O Sıcak Ellerin Başka Birini Tutsa da Yıllar Gözyaşlarını Bensiz Kurutsa da Mahşerde Benimsin Bunu Sakın Unutma!!

Krizantem çiçekler besliyorum zulamda, senli düşünceler girdap oluşturuyor beynimde ve ben sana haddinden fazla vurgunum ey güzel. Bak bana gülümseyen bakışlarınla..